Carullah Veliyyüddîn Efendi Rahmetullahi aleyh Hayatı
Hanefî mezhebi fıkıh âlimi, âbid ve velî. Asıl ismi Veliyyüddîn bin Mustafa'dır. 1659 (H.1069)da bugün Yunanistan sınırları dâhilinde bulunan Yenişehir'de doğdu. 1738 (H.1151) senesinde İstanbul'da vefât etti.
Küçük yaştan îtibâren zamânın meşhûr ulemâsından din ve fen bilgilerini tahsîl etti. İlimde ilerleyip kemâl derecesine ulaştıktan sonra hocalarından icâzet, diploma alarak talebe yetiştirmeye başladı. Çeşitli medreselerde müderrislik yaptı. Veliyyüddîn Efendi ilim öğrenmeye başladığı ilk günden îtibâren Resûlullah efendimizin kabri şerîfini ziyâret etmek ve hac vazîfesini yerine getirmek aşkı ile dolu idi. Nitekim bu arzu ile 1691 senesinde Mekkei mükerremeye gitti. Ancak çok sevdiği bu topraklardan yedi sene ayrılamadı. Bu müddet içerisinde devamlı olarak Mekkei mükerremedeki Mescidi Haram ile Medînei münevveredeki Mescidi Nebîde ibâdetle meşgûl oldu.
Bu arada İslâm âleminin her tarafından gelen âlimlerle görüşme imkânı buldu. Muhammed Ma'sûmi Fârûkî hazretlerinin talebelerinden olan Ahmedi Yekdest hazretlerinin sohbetleriyle şereflendi. O büyük zâttan Nakşibendiyye yolunun âdâb ve erkânını öğrendi. Aldığı feyz ve himmetle kalbi nûrlanıp, nefsi İslâmiyetin haram ettiği, beğenmediği şeylerden, kötü isteklerden kurtuldu. İçini, Allahü teâlânın aşkı ve Resûlullah'ın sevgisiyle doldurup, dışını da Allahü teâlânın emir ve yasaklarına, Resûlullah efendimizin sünneti şerîfine uymakla süsledi. Bu arada yedi sene mücâvir olarak kalması dolayısıyla kendisine "Cârullah" lakabı verildi.
Tefsîr, hadîs, kırâat ve fıkıh ilimlerinde âlim, tasavvuf ehli mübârek bir kimse olarak hacdan dönen Cârullah Veliyyüddîn Efendi, Fâtih civârında bir medrese ve bir kütüphâne yaptırdı. Kütüphâneyi faydalı kitaplarla doldurdu. Kendi eserlerinin de bulunduğu bu kütüphâneyi vakfederek müslümanların istifâdesine sundu. İstanbul'a döndükten sonra daha çok, insanlara nasîhat edip talebe yetiştirmek, kitap yazmak ve ibâdet etmekle meşgûl oldu. Edirne ve Galata kadılıklarında bulundu.
Cârullah Veliyyüddîn Efendi, ilim dallarında pek kıymetli eserler yazdı. Bunlardan bâzıları şunlardır:
1) Üç yüz on dokuz hadîsi kudsîyi içinde toplayan bir eser. 2) ElFürkân isimli, Kur'ânı kerîm kırâatı, Arap dilinin gramer özellikleri, kırâat âlimlerinin hâl tercümelerinden bahseden eseri, 3) Çagminî'nin şerhine hâşiye, 4) Kavli Ahmed'e hâşiye, 5) Hüseyniyye'ye hâşiye, 6) Tasdîkâfa hâşiye, 7) Âdâbı Mîrî'ye hâşiye, 8) Taşköprülü Efendinin eserine hâşiye, 9) Şerhi Mekâsıd'a hâşiye, 10) Tefsîri Kâdı Beydâvî'ye hâşiye, 1İ) Mir'âfa hâşiye, 12) İ'râbülKur'ân, 13) Fedâili Cihâd, 14) Âdâbı Birgivî'ye şerh, 15) Köprülüzâde Nûmân Paşanın RisâletülAdl fî HâlilHadr risâlesine şerh ve hâşiye. 16) Isâm'a hâşiye.
1738 yılında İstanbul'da vefât eden Cârullah Veliyyüddîn Efendi, Fâtih'te yaptırdığı medrese ve kütüphâneden ibâret olan külliyesinin bahçesine defnedildi. Kabri sonradan yıkılan ve yola dahil edilen bu külliyeden alınarak Fâtih Müftülüğü arkasındaki Sâdi Çelebi Dârü'lKurrâsının bahçesine taşındı.
YALAN DÜNYA
Yalancı dünyaya aldanma yahu, Bu dernek dağılır dîvân eğlenmez. İki kapılı bir viranedir bu, Bunda konan göçer, konuk eğlenmez.
Bakma bunun karasına ağına, Gönül verme bostanına bağına. Benzer hemân çocuk oyuncağına, Burda aklı olan insan eğlenmez.
Varını îsâr et Mevlâ yoluna, Bunda ne eylersen anda buluna. Bir gün sefer düser berzah iline, Otağı kalkacak Sultan eğlenmez.
Sen ey gafil ne sandın rûzigârı, Durur mu anladın leyl ü nehârı. Yükün yeynildigör evvelden bârı, Yoksa yolcu gider kervan eğlenmez.