Evliyânın büyüklerinden olup, silsilei aliyyenin yirminci ferdi kâmilidir. Doğum târîhi bilinmemektedir. 970 [m. 1562] senesinde vefât etti. Rûh ilimlerinde mütehassıs idi. Büyük âlim ve kâmil bir velî olan dayısı Kâdî Muhammed Zâhid’in derslerinde yetişti. Zâhirî ve Bâtınî ilimlere vâkıf, cezbe hâlleri yüksek, sehâ, cömertlik sahibi kâmil bir zât idi. Dayısına talebe olmadan önce, on beş sene nefsinin isteklerinden kurtulmak için, riyâzet ve mücâhede etmiş ve insanlardan uzak, aç ve uykusuz, harâbelerde zikr ederek yaşamıştı.
Bir gün açlığın şiddetinden nâçar kalıp, ellerini açıp, âcizliğini ve çâresizliğini Allahü teâlâ’ya yalvararak arz etmişti. Âniden Hızır aleyhisselâm gelip; “Eğer sabır ve kanâat istiyorsan, Muhammed Zâhid’in hizmet ve sohbetine kavuşmakta acele et. O sana sabır ve kanâati öğretir,” buyurdu. Hemen dayısı Muhammed Zâhid’in “kuddise sirruh” yüksek huzûruna varıp, orada ilim tahsîl etti. Güzel terbiye görüp, kemâle geldi. Hocası ona, insanlara doğru yolu anlatmak, ebedî olan Cehennem azâbından kurtaracak şeyleri bildirmek için hilâfet verdi. Hocasının vefâtından sonra yerine geçip, Semerkandda, Müslümânlara emri ma’rûfda bulundu. Dîne sonradan sokulan bidatlerin kökünü kazımak için uğraştı. Dalalette kalanlara yol gösterdi. Çok velî yetiştirdi.
(Ravdâtülislâm) kitabının müellifi buyurdu ki: Hâce Muhammed Dervîş hazretleri, müritleri terbiye ve irşat husûsunda, Yani insanları Allahü teâlâ’nın yoluna çağırmakta çok gayret gösterdi. Talebelerinin terbiyesi husûsunda, insan üstü bir kuvvet ve gayrete sâhipti. Büster kasabasının Dasferar köyünde vefât etti. İnsanları irşat için yetiştirdiği yüksek talebeleri pek çoktur. Bunların en büyüğü, oğlu Hâce Muhammed İmkenegî’dir.