İstanbul velîlerinden. İsmi Abdüllatif'dir. Mahrûkî de denildi. İstanbul'da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. 1597 (H.1006) târihinde yüz yaşını geçmiş olarak vefât etti. Şeyh Vefâ hazretleri yakınına defnedildi.
İstanbul'da ilim ve edep öğrenip, Halvetî büyüğü olarak Vefâzâde Dergâhının pîri oldu. Hocalarının silsilesi Seyyid Burhâneddîn, Nâsih Efendi, Tâcüddîn Karamânî olup, Şihâbüddîn Ömer Sühreverdî'ye ulaşır.
Uzun zaman İstanbul'da irşâd ile insanlara mânevî terbiye vermekle meşgûl oldu. Sonra Şam'a gidip orada Emevî Câmiinde vaaz ve nasîhatlerde bulundu. Sonra İstanbul'a döndü ve Vefâ'daki dergâhta karar kıldı. Güzel halleriyle meşhur olup, kerâmetleri görüldü. Dâimâ gözü yaşlı ve mahzûndu. Son zamanlarında "Yâ Rabbî! Beni Cehennem'inde yakma. Dünyâda yak. Âhirette merhâmet eyle" diye dua ederdi. Duâsı kabûl edildi ve bir gece Tennur kenarında yatarken üzerine ateş düşüp çok yaşlı olması dolayısıyla bunu def edemedi ve mübârek vücutları yaralandı. Ertesi gün de vefât etti.